Selma Ergeç
+12
elena50
GUMUS-NOOR
carmen_
michiper68
Theo_1
octaviana1989
Mic
Hatice2J
florina1989
lyvya
tubafan
dea05
16 participanți
Pagina 6 din 16
Pagina 6 din 16 • 1 ... 5, 6, 7 ... 11 ... 16
Re: Selma Ergeç
Erkek için av ne kadar zorsa, avlamak o kadar heyecanlı
Merve YURTYAPAN/MAGAZİN 22.04.2010
'Kalp Ağrısı' adlı dizide 'Azize' karakterini canlandıran Selma Ergeç, diziden yola çıkarak kadınerkek ilişkileri hakkındaki görüşlerini açıkladı: Erkekler için özgür kadın her zaman daha caziptir. Çünkü av ne kadar zorsa, onu avlamaya çalışmak o kadar heyecanlı oluyor
atv ekranlarında yayınlanan 'Kalp Ağrısı' dizisinde 'Azize' karakterini canlandıran Selma Ergeç, klasik bir eserden uygulansa da dizinin güncel bir konuyu ele aldığını söylüyor. Ergeç, dizi ve dizideki karakteriyle ilgili sorularımızı yanıtladı...
Halide Edip Adıvar'ın aynı adlı romanından uyarlanan 'Kalp Ağrısı' dizisinde 'Azize' karakterini canlandırıyorsunuz. Romanı daha önce okumuş muydunuz?
Romanı okudum ve çok etkilendim. Romanda anlatılan, o zamanın şartları ve kadına bakış açısını gözler önüne seren konunun bugüne nasıl uyarlanabileceğini düşündüm. Sonradan gördüm ki aynı problem hâlâ geçerli...
Hangi problemin günümüzde de yaşandığını iddia ediyorsunuz?
Romanda, ilişkiler konusunda net beklentileri olan bir kadın var. Ancak aynı zamanda gerçekten sadece evlenip çocuk yapmak isteyen, ilişkide eşitliği aramayan, korunmayı ve kollanmayı bekleyen, erkeğinin arkasında duran bir kadın da var. Günümüzde pek çok kadın böyle düşünüyor zaten... Benim için önemli olan 'Hasan'ın bakış açısıydı. Ona başkaldıran kadının peşinden giderken, onu terk etmeyecek kadından da vazgeçemiyor. Kendinde her hakkı gören ancak kadında asla buna izin vermeyen bir erkek... Bunun hâlâ çok güncel bir konu olduğunu düşünüyorum.
AZİZE YAYGIN BİR KADIN MODELİ
Dizide kadın-erkek ilişkisinde var olan sorunları mı işliyorsunuz?
Evet. Beni ilgilendiren konu da buydu zaten... Güncel konuları işliyoruz.
'Azize' karakterini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Azize günümüzde de çok yaygın olan bir kadın modelini temsil ediyor. Çok zengin bir ailenin kızı, hayatta hiçbir şeyi eksik edilmemiş, çok iyi bir eğitim almış, iyi okullarda okumuş.... İstediği her şeye çaba sarf etmeden sahip olmuş. Hayatında hiçbir konuda hırsı yok. Kendi içinde yarattığı pozitif dünyasında çok mutlu... Yaşadığı hayatın eksikleri çok az... Bir tek 'Hasan' var. Hayatındaki tek gerçek hevesi... İstediği tek şey 'Hasan'...
Azize saplantılı bir aşık mı?
Saplantı, hastalıklı bir tutumu çağrıştırıyor. Çok uzun zamandan beri aşık. Çünkü 'Hasan' onun çocukluk aşkı. Bir şeyi içinizde beslersiniz ve giderek büyür. O yüzden Azize'nin bir saplantıdan çok, tek taraflı yaşadığı ya da iki tarafın da yaşadığını düşündüğü bir aşk var. 'Hasan'ın, hayatının aşkı olduğuna inanıyor; onu bekliyor. 'Azize'nin 'Hasan'a karşı duygusu gerçek ama hayalinde beklediği adam başka. O adamı, o kadar çok özellikle doldurmuş ki, mükemmel olduğunu düşünüyor.
'Hasan' çevremizdeki yaygın olan erkek profillerine benziyor mu?
'Hasan', çoğu erkeğin ikilemini yaşıyor. Güçlü olan kadını arzuluyor ama bir yandan onunla uğraşmak da zor geliyor. Bu, gerçekten böyle... Özgür kadın, erkeğe daha çekici geliyor. Avcı ve av melesi... Av ne kadar zorsa, o kadar heyecanlı oluyor. Asla avlanamayacak bir kadın, en zor av onlar için... Çok güncel bir konu. Aynı şey kadınlar için de geçerli olabilir. Zor bir adam da kadınlar için çok daha çekici olabilir.
DIŞARIDAN YARGILAMAK KOLAY
'Azize'nin çocukluk aşkı ile en yakın arkadaşı arasında bir aşk doğuyor. "Azize'nin yerinde ben olsam bu durumda ne yapardım" diye düşündünüz mü hiç?
Ben olsamı, 'Azize nasıl bir kız?' derken kullanıyorum. Ben olsam ne yapardım sorusuna verilecek cevap, emin olun ki, böyle bir durumla karşılaştığınızda yapacağınız şey olmayacaktır. Durum kendi başınıza geldiği zaman hiç bu kadar burnu büyük olamıyorsunuz. Bu her şey için geçerli... Dışarıdan yargılamak çok kolay...
Azize çocukluk aşkıyla en yakın arkadaşı arasındaki yakınlaşmayı hissediyor mu?
İlk başlarda hissetmiyor olması lazım. Fakat kadınlarda bir altıncı his durumu vardır. Bir şey onu çok rahatsız ediyor ama ne? Bulamıyor ve bu düşünceyi de hemen kafasından atıyor. Çünkü karşısındaki en yakın dostu. İnsan böyle bir şeyi düşünmek bile istemez. Mantık çerçevesi içinde, olasılık dahilinde olmadığı için Azize de şüphelenmiyor.
DIŞARIDAN YARGILAMAK KOLAY
Bu gerçeği öğrenmesi onun için çok büyük bir yıkım olmaz mı?
Kesinlikle çok büyük bir yıkım olur. Ama insanların kendilerini kandırmakta üstlerine yoktur. Sizin kendinizi kandırdığınız kadar kimse sizi kandıramaz. Bunu yazarlar belirleyecek ama kitapta da şöyle bir durum var: "Hasan sana karşı bir şey hissediyor" derken Zeyno'nun duygularından bahsedemiyor. Gördüğü şeyin bile tersini kanıtlamaya çalışıyor, çünkü Hasan'ı kaybetmek onun hayatındaki en büyük acı olur. Bütün enerjisini Hasan'ın varlığına adamış. Bir anlamda, enerjisini harcamak için onu seçmiş. Aslında Hasan onun çevresinde çok olmayan, şekilcilikten hoşlanmayan, olduğu gibi olmaya çalışan bir adam...
Dizilerin sürelerinin çok uzun olmasından yakınılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Geçenlerde bir diziye bakıyordum. Biraz izledikten sonra sıkılıp DVD koydum. Film bitti, dizi hâlâ devam ediyordu. Bir dizi oynarken neredeyse iki tane film izleyebiliyorsun. Film formatında dizi yayınlıyorsunuz. Kitapta o kadar done yok ki... Kitaptan çıksa çıksa iki bölümlük dizi çıkar belki... Dizi illa ki başka yerlere gidiyor. Böyle olunca da işlerin niteliği değişiyor. Her hafta 90 dakikayı doldurabilecek iyi bir hikaye yazmak çok zor... Bunun iyi örnekleri var ama bir dizi 45 dakikalık olsa, o zaman oturup ben de izlerim.
Takip ettiğiniz dizi yok mu?
Daha çok yabancı dizileri takip ediyorum. Onların yayın saatini biliyorum ve oturup izliyorum. Yanlış anlamayın, 'Televizyon izlemiyorum, sadece belgesel izliyorum' diyenlerden değilim. Ancak izlediğim zaman da kaliteli bir şey olsun istiyorum. Yani gördüğüm her dakika beni tatmin etsin istiyorum. Aslında çok sıradan bir seyirciyim. Beni bir şey çekiyorsa, o anda bana iyi vakit geçirtiyorsa izliyorum. Güzel bir hikaye dinlemek istiyorum. Eğer bana bunu verebiliyorlarsa da takip ediyorum. 'Flash Forward' ne zaman başlıyor, 'Sex and the City' saat kaçta yayınlanıyor, hepsini çok iyi biliyorum ve kaçırmıyorum.
SABAH
Merve YURTYAPAN/MAGAZİN 22.04.2010
'Kalp Ağrısı' adlı dizide 'Azize' karakterini canlandıran Selma Ergeç, diziden yola çıkarak kadınerkek ilişkileri hakkındaki görüşlerini açıkladı: Erkekler için özgür kadın her zaman daha caziptir. Çünkü av ne kadar zorsa, onu avlamaya çalışmak o kadar heyecanlı oluyor
atv ekranlarında yayınlanan 'Kalp Ağrısı' dizisinde 'Azize' karakterini canlandıran Selma Ergeç, klasik bir eserden uygulansa da dizinin güncel bir konuyu ele aldığını söylüyor. Ergeç, dizi ve dizideki karakteriyle ilgili sorularımızı yanıtladı...
Halide Edip Adıvar'ın aynı adlı romanından uyarlanan 'Kalp Ağrısı' dizisinde 'Azize' karakterini canlandırıyorsunuz. Romanı daha önce okumuş muydunuz?
Romanı okudum ve çok etkilendim. Romanda anlatılan, o zamanın şartları ve kadına bakış açısını gözler önüne seren konunun bugüne nasıl uyarlanabileceğini düşündüm. Sonradan gördüm ki aynı problem hâlâ geçerli...
Hangi problemin günümüzde de yaşandığını iddia ediyorsunuz?
Romanda, ilişkiler konusunda net beklentileri olan bir kadın var. Ancak aynı zamanda gerçekten sadece evlenip çocuk yapmak isteyen, ilişkide eşitliği aramayan, korunmayı ve kollanmayı bekleyen, erkeğinin arkasında duran bir kadın da var. Günümüzde pek çok kadın böyle düşünüyor zaten... Benim için önemli olan 'Hasan'ın bakış açısıydı. Ona başkaldıran kadının peşinden giderken, onu terk etmeyecek kadından da vazgeçemiyor. Kendinde her hakkı gören ancak kadında asla buna izin vermeyen bir erkek... Bunun hâlâ çok güncel bir konu olduğunu düşünüyorum.
AZİZE YAYGIN BİR KADIN MODELİ
Dizide kadın-erkek ilişkisinde var olan sorunları mı işliyorsunuz?
Evet. Beni ilgilendiren konu da buydu zaten... Güncel konuları işliyoruz.
'Azize' karakterini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Azize günümüzde de çok yaygın olan bir kadın modelini temsil ediyor. Çok zengin bir ailenin kızı, hayatta hiçbir şeyi eksik edilmemiş, çok iyi bir eğitim almış, iyi okullarda okumuş.... İstediği her şeye çaba sarf etmeden sahip olmuş. Hayatında hiçbir konuda hırsı yok. Kendi içinde yarattığı pozitif dünyasında çok mutlu... Yaşadığı hayatın eksikleri çok az... Bir tek 'Hasan' var. Hayatındaki tek gerçek hevesi... İstediği tek şey 'Hasan'...
Azize saplantılı bir aşık mı?
Saplantı, hastalıklı bir tutumu çağrıştırıyor. Çok uzun zamandan beri aşık. Çünkü 'Hasan' onun çocukluk aşkı. Bir şeyi içinizde beslersiniz ve giderek büyür. O yüzden Azize'nin bir saplantıdan çok, tek taraflı yaşadığı ya da iki tarafın da yaşadığını düşündüğü bir aşk var. 'Hasan'ın, hayatının aşkı olduğuna inanıyor; onu bekliyor. 'Azize'nin 'Hasan'a karşı duygusu gerçek ama hayalinde beklediği adam başka. O adamı, o kadar çok özellikle doldurmuş ki, mükemmel olduğunu düşünüyor.
'Hasan' çevremizdeki yaygın olan erkek profillerine benziyor mu?
'Hasan', çoğu erkeğin ikilemini yaşıyor. Güçlü olan kadını arzuluyor ama bir yandan onunla uğraşmak da zor geliyor. Bu, gerçekten böyle... Özgür kadın, erkeğe daha çekici geliyor. Avcı ve av melesi... Av ne kadar zorsa, o kadar heyecanlı oluyor. Asla avlanamayacak bir kadın, en zor av onlar için... Çok güncel bir konu. Aynı şey kadınlar için de geçerli olabilir. Zor bir adam da kadınlar için çok daha çekici olabilir.
DIŞARIDAN YARGILAMAK KOLAY
'Azize'nin çocukluk aşkı ile en yakın arkadaşı arasında bir aşk doğuyor. "Azize'nin yerinde ben olsam bu durumda ne yapardım" diye düşündünüz mü hiç?
Ben olsamı, 'Azize nasıl bir kız?' derken kullanıyorum. Ben olsam ne yapardım sorusuna verilecek cevap, emin olun ki, böyle bir durumla karşılaştığınızda yapacağınız şey olmayacaktır. Durum kendi başınıza geldiği zaman hiç bu kadar burnu büyük olamıyorsunuz. Bu her şey için geçerli... Dışarıdan yargılamak çok kolay...
Azize çocukluk aşkıyla en yakın arkadaşı arasındaki yakınlaşmayı hissediyor mu?
İlk başlarda hissetmiyor olması lazım. Fakat kadınlarda bir altıncı his durumu vardır. Bir şey onu çok rahatsız ediyor ama ne? Bulamıyor ve bu düşünceyi de hemen kafasından atıyor. Çünkü karşısındaki en yakın dostu. İnsan böyle bir şeyi düşünmek bile istemez. Mantık çerçevesi içinde, olasılık dahilinde olmadığı için Azize de şüphelenmiyor.
DIŞARIDAN YARGILAMAK KOLAY
Bu gerçeği öğrenmesi onun için çok büyük bir yıkım olmaz mı?
Kesinlikle çok büyük bir yıkım olur. Ama insanların kendilerini kandırmakta üstlerine yoktur. Sizin kendinizi kandırdığınız kadar kimse sizi kandıramaz. Bunu yazarlar belirleyecek ama kitapta da şöyle bir durum var: "Hasan sana karşı bir şey hissediyor" derken Zeyno'nun duygularından bahsedemiyor. Gördüğü şeyin bile tersini kanıtlamaya çalışıyor, çünkü Hasan'ı kaybetmek onun hayatındaki en büyük acı olur. Bütün enerjisini Hasan'ın varlığına adamış. Bir anlamda, enerjisini harcamak için onu seçmiş. Aslında Hasan onun çevresinde çok olmayan, şekilcilikten hoşlanmayan, olduğu gibi olmaya çalışan bir adam...
Dizilerin sürelerinin çok uzun olmasından yakınılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Geçenlerde bir diziye bakıyordum. Biraz izledikten sonra sıkılıp DVD koydum. Film bitti, dizi hâlâ devam ediyordu. Bir dizi oynarken neredeyse iki tane film izleyebiliyorsun. Film formatında dizi yayınlıyorsunuz. Kitapta o kadar done yok ki... Kitaptan çıksa çıksa iki bölümlük dizi çıkar belki... Dizi illa ki başka yerlere gidiyor. Böyle olunca da işlerin niteliği değişiyor. Her hafta 90 dakikayı doldurabilecek iyi bir hikaye yazmak çok zor... Bunun iyi örnekleri var ama bir dizi 45 dakikalık olsa, o zaman oturup ben de izlerim.
Takip ettiğiniz dizi yok mu?
Daha çok yabancı dizileri takip ediyorum. Onların yayın saatini biliyorum ve oturup izliyorum. Yanlış anlamayın, 'Televizyon izlemiyorum, sadece belgesel izliyorum' diyenlerden değilim. Ancak izlediğim zaman da kaliteli bir şey olsun istiyorum. Yani gördüğüm her dakika beni tatmin etsin istiyorum. Aslında çok sıradan bir seyirciyim. Beni bir şey çekiyorsa, o anda bana iyi vakit geçirtiyorsa izliyorum. Güzel bir hikaye dinlemek istiyorum. Eğer bana bunu verebiliyorlarsa da takip ediyorum. 'Flash Forward' ne zaman başlıyor, 'Sex and the City' saat kaçta yayınlanıyor, hepsini çok iyi biliyorum ve kaçırmıyorum.
SABAH
Re: Selma Ergeç
[Trebuie sa fiti inscris si conectat pentru a vedea acest link]
Aynı hayali paylaşsak
16.05.2010
Selma Ergeç, Uludağ Üniversitesi'ndeki 'söyleşi günleri'ne katıldı. Öğrencilerle sohbet eden Ergeç, "Keşke bir yönetmenin hayali olsam" dedi.
KEŞKE BAŞIMA GELSE
Ergeç; "Bazı yönetmenler her projede aynı oyuncuyla çalışıyor. Sizin böyle bir deneyiminiz oldu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Yönetmen, hayalindekini gösterebilecek birini seçiyor; elinden tutuyor ve iki kişi aynı hayali paylaşıyor. Keşke benim de başıma gelse..."
Aynı hayali paylaşsak
16.05.2010
Selma Ergeç, Uludağ Üniversitesi'ndeki 'söyleşi günleri'ne katıldı. Öğrencilerle sohbet eden Ergeç, "Keşke bir yönetmenin hayali olsam" dedi.
KEŞKE BAŞIMA GELSE
Ergeç; "Bazı yönetmenler her projede aynı oyuncuyla çalışıyor. Sizin böyle bir deneyiminiz oldu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Yönetmen, hayalindekini gösterebilecek birini seçiyor; elinden tutuyor ve iki kişi aynı hayali paylaşıyor. Keşke benim de başıma gelse..."
Pagina 6 din 16 • 1 ... 5, 6, 7 ... 11 ... 16
Pagina 6 din 16
Permisiunile acestui forum:
Nu puteti raspunde la subiectele acestui forum