2.Kıvanç Tatlıtuğ

Re: 2.Kıvanç Tatlıtuğ

Mesaj Scris de andreea90 Dum 07 Aug 2011, 2:14 am

[Trebuie sa fiti inscris si conectat pentru a vedea acest link]

Uzun yıllardır beğeni ile izlenilen Geniş Aile bu sezon erkenden seyircisi ile buluşan dizilerden oldu. Kadrosuna yepyeni isimleri de katan dizide mahallenin bıçkın delikanlıları dışında kadınları da konuşulacak. Dizinin en yeni oyuncularından olan Azra A
06.08.2011 17:58:00

Uzun yıllardır beğeni ile izlenilen Geniş Aile bu sezon erkenden seyircisi ile buluşan dizilerden oldu. Kadrosuna yepyeni isimleri de katan dizide mahallenin bıçkın delikanlıları dışında kadınları da konuşulacak. Dizinin en yeni oyuncularından olan Azra Akın ve Emel Çölgeçen ile sette buluştuk.
İkisi de bu ailenin içinde oldukları için çok mutlu olduklarını ve seyirciyi bu sezon heyecanlı olaylar beklediğini belirtiyorlar.

* Oluşmuş bir ekibe sonradan dahil olmanın avantajı ya da dezavantajı nedir?

Emel Çölgeçen: İş olarak kesinlikle avantajlı çünkü çok oturmuş bir sete geliyorsunuz. Herkes herkesi tanıyor. Girdiğiniz ekip de çok önemli. Geniş Aile ekibi gerçekten aile olmuş. Bir anda sanki bir yıldır çalışıyormuşuz gibi içinde buldum kendimi. Dezavantajı ise tatsız bir ekibe girdiyseniz eğer ne yapacağınızı bilemezsiniz. Onlar sizi ya kabul ederler ya da bir yabancı gibi davranırlar. Azra ile ilk defa tanıştım ve arkadaşız. Herkes çok sıcak ve tatlı. Kimse kimseden kendini üstün görmüyor.
Azra Akın: Birbirine alışmış ve birbirini seven bir ekibe dahil olmak çok önemli. Dizi çok seviliyor. Ben gerçekten çok keyif alarak oynuyorum. Maşallah diyelim. Buradaki resmen bir aile olmuş.

* Siz mahallenin bıçkın delikanlılarını adam ediyorsunuz... Nasıl bir savaşını izleyeceğiz kadınların?

Emel: Babasının restoranlarının başında olan iki kız kardeşiz. Nilüfer’in biraz erkeksi bir yanı var. Arada bir atarlı davranışlarda bulunabiliyor. Cevahir’i çok seviyor. Onun kaypaklığını ve yalanlarını biliyor. Bunu idare edebileceğini düşünüyor. “Restorandaki garsonları ya da işleri idare edebiliyorsam bunu da idare edebilirim” diye düşünüyor.
Azra: Neşe, doğal bir kadın ama bazı durumlarda dişlerini çıkarıyor. Bugüne kadar aşk konusunda şanssız olmuş. Hep sahtekar adamlar karşısına çıkmış, ilk defa olduğu gibi ve samimi bir adamla beraber oluyor. İlk aşkını yaşıyor. Yalana hiç gelemiyor. Kara Bilal’i adam etmeye çalışacak. Güçlü kızlarız.

Senaryo zeki olmalı ki seyirci gülsün

* Komedide en çok sizi ne etkiler? Mesela zeka önemli bir unsur mudur?

Azra: Kesinlikle senaryo. Çok bağırarak ve abartılı oynanan komediler bana çok avam gelir. Daha minimal oyunculuklar ve karakterlerin gerçekçi olması beni etkiliyor.
Emel: Komedi de zeka yazarda bitiyor. Benim ise buradaki oyunculuğumda zamanlamam önemli olacak. O da partnerinle karşılıklı bir ustalık gerektiriyor. Komedi zordur. Çünkü dram gibi değildir. İnsanları ağlatmak kolaydır ama güldürmek zordur. O yüzden bir oyuncu için çok güzel bir mücadele.

* En çok güldüğünüz komedi dizisi ve filmi neydi?

Emel: En çok güldüğüm komedi filmi Ah Mary Vah Mary. Dizi olarak Desperate Housewife’ı komik buluyorum. Sex and the City, Friends yani modern komediler beni güldürüyor.
Azra: Küçükken Bizimkiler’di. Hollanda’da ananemde izlerdik. Komik gelirdi bana. Anneannem sarımsaklı yoğurt ve patates kızartması verirdi elime ve ben de gülerdim diziye. Moralimi düzelten Friends vardır. Yalancı Yalancı filmini her zaman çok severim.

* Sizce diziye nasıl bir tat katacaksınız?

Emel: Eğlenceli ve farklı bir şey oluyor Geniş Aile’de. İlk defa tek bir kadın yok. Eskiden Bilal ve Cevahir tek kadının peşinden koşan iki tipti, şimdi iki kadın var. Bambaşka bir hikaye izleyecekler. Bir yandan tanıdıkları Geniş Aile, bir yandan bambaşka bir havada olaylar silsilesi ile karşılaşacak seyirci. Hazırlıklı olsunlar... Geniş Aile’nin yeni kadınları geliyor.
Azra: Hep merak etmişimdir komedi setlerini, burada çok gülüyoruz. Eğlenmek çok önemli, o işe de yansıyor sonra. Yavaşça açılacağım herhalde. Ama ilk bölümde kendimden muhteşem bir performans beklemiyorum.

Azra Akın: 20’li yaşlarım denemeler ile geçti 30’larım çok daha farklı olacak

* Anlat İstanbul filmi ile başlayan bir oyunculuk serüveniniz var. Oyunculuk için özel diksiyon dersleri aldınız mı?

Fark ettim ki ne yaparsam yapayım bir ihtiyacım var, o da kendimi geliştirmek. Bir yerden beslenmem lazım. Hiçbir şeye kolay bakamıyorum. Verimli olmak ve iyi bir şey yapmak istiyorum. Öğrenci olma durumuna aşığım. Oyunculuk kursları ya da diksiyon dersleri alıyorum. Bu bitmeyen bir yol. Zaten içimde var olan arzularım çizgisinde bazı işler beni buldu. Mesela Anlat İstanbul filmi. Başka bir iş için buraya gelmiştim ve o proje beni buldu ve top yuvarlandı gitti. 20’li yaşlarım deneme ve tatma olarak gitti. 30’lardan sonra her şey daha farklı olacakmış gibi geliyor.

* Modayı çok iyi takip eder misiniz?

Canım istediği zaman. Bana hakim olmasın, ben ona hakim olayım. Bazen geliyor ve dergiler alıyorum. Modacı röportajı okumayı çok severim. Bu aralar bol kot slopetlerden arıyorum ve bir türlü bulamıyorum. Kıyafetlerdeki İngiliz dantellerini bu yaz çok sevdim.

* Karşılıklı ilişkilerde en katlanamadığınız durum nedir?

Yalan ve sahtekarlık sevmem. Dürüstlük önemli bir şey. Hissederim o durumu...

* İlk defa gittiğiniz bir ülkede ilk yaptığınız şey nedir?

Hemen yemek yerim. Mutfağını merak ederim oranın. Yemek yapmayı da severim, elim yatkındır. Çalıştığım zaman düzenim bozuluyor ve çok yapamıyorum. Geçen gün ananemin patates salatasını yaptım ve sevildi. Çok iştahlıyımdır.

EMEL ÇÖLGEÇEN: 90 dakika boyunca televizyonda kendini izletmek çok zor

* Komedi dizisinde oynarken onun enerjisi yaşamınıza yansıyor mu?

Tiyatroda oynadığımız Pornografi derin, zor ve depresif bir oyundu. Onu anlatırken insan neşeli olamıyor. Duygusal insanlarız ve önümüze gelen anı yaşayarak devam ediyoruz. Tatsız bir şeyden bahsederken gülemiyoruz. Orada mesela çağın yalnız insanlarının yaşadığı şeyler anlatılıyordu. Ben bunu çevremde de çok görüyorum. Komedinin içinde olunca onu anlatırken mutlu oluyorsunuz.

* Oyuncu ne yapmalı ki 90 dakika boyunca televizyonda kendini izletebilsin?

90 dakika meselesi oyuncu için zor bir durum. Bir yandan da merak ettirmek zorundasınız. Ama oyuncudan çok yazarların işi daha zor. Uzun uzun bakışlar oluyor ve kadın dakikalarca üzülebiliyor dizilerde.

* Oyunculuk dışında müzik ve yazı ile de iç içesiniz...

Yazmak çok küçükten başlayan bir şey. Bir gün hikayelerimi birleştirip kitapta yapmak isterim. Bunun için de benim bir dönem oyunculuk yapmayıp oturup ona konsantre olmam lazım. Küçükken gün içinde yaşadığım ve çok üzüldüğüm şeyleri baştan yazıp, benim istediğim şekilde sonlandırırdım. Fotoğrafta çok çekiyorum. Ama hepsi ayrı bir sanat dalı ve hepsine ayrı bir konsantrasyon gerekiyor.(Ayakligazete.com)

Vatan

2.Kıvanç Tatlıtuğ - Pagina 5 Ehgvjjk2

andreea90: vip; Mesaje : 2653
Data de inscriere : 02/03/2011
Varsta : 33
Localizare : constanta